Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Seramik Sergisi’nde Zonguldak’ı resmetti

Zonguldak Güzel Sanatlar Galerisi’nde Tansel Doğu ve öğrencilerinini eserlerinden oluşan Seramik Sergisi sanatseverlerle buluştu.

Zonguldak Güzel Sanatlar Galerisi’nde

Zonguldak Güzel Sanatlar Galerisi’nde Tansel Doğu ve öğrencilerinini eserlerinden oluşan Seramik Sergisi sanatseverlerle buluştu.

Zonguldak Güzel Sanatlar Galerisi, 3 Mayıs itibarıyla Tansel Doğu ve öğrencilerinin eserlerinden oluşan özel seramik sergisinde Zonguldak’ı resmettikleri eserler bulunuyor.

Sanatçı Tansel Doğu, “Ben bu çalışmaları hep içimde saklıyordum. Öğrencilerimin desteğiyle evde ders veriyorum ve bu sergi de onların teşvikiyle ortaya çıktı. İstanbul’daki galerilerle çalışıyor olmama rağmen öğrencilerim bu eserlerin Zonguldak’ta da görülmesini istediler. Onların ısrarıyla bu yola çıktık,” diyerek serginin ortaya çıkış hikayesini anlattı.

Doğu, seramik yapım sürecinin zorluklarına da dikkat çekerek, “Eserler oldukça uzun bir süreçte ortaya çıkıyor. Defalarca fırına girebiliyorlar. Fırınlama işlemi 1040 ile 1100 derece arasında gerçekleşiyor ve bir parçanın soğuması iki günü bulabiliyor. Üstelik fırına koyduğunuz eserin sağlıklı çıkıp çıkmayacağı da belli değil,” dedi.

Farklı tekniklerin kullanıldığı, duygusal ve fikirsel ögelerin ön planda olduğu sergide, tabak-çanaklardan heykellere, replikalardan özgün formlara kadar birçok eser sanatseverlerin beğenisine sunuluyor.

Sergi 3 Mayıs’ta kapılarını açtı. Ziyaretler salı ve çarşamba günleri devam edecek, çünkü galeri pazartesi günleri kapalı. Perşembe günü ise eserler toplanmaya başlanacak.

Tansel Doğu sanata ilgisinin çocukluk yıllarından başladığını ifade ederek “Çocukluğumdan beri tuvallerim sergilenirdi. Lise yıllarından itibaren sanata ilgim hep vardı. Ama sadece bu alanda ilerlemedim. Zonguldak’ta bir kırtasiyemiz vardı. Ona bir sanat bölümü açmak istedim. Yurt dışından malzemeler getirerek, bunları okullarda tanıttım. Halk eğitim merkezlerinde de bu yolda ilerledim.

Çalışma hayatım yavaşlayınca, yaş ilerledikçe artık kendime dönme, fikirlerimi ifade etme zamanı gelmişti. Kurslara elbette katıldım ama çok fazla yönelmedim. Sürekli kendimi ve hedef kitlemi değiştirmek istemedim. Bu yol beni çiniye, ebruya, yağlı boyaya, sulu boyaya yönlendirdi.

Bu alanların her birinde farklı duygularla çalıştım. İçten gelen, karışık ama tutkulu bir yaratım süreciydi. Sanatların birleşimiyle oluşan duygular zamanla yüzeye çıktı. Oradan çiniye, ardından seramiğe uzanan bir yolculuk oluştu. Bundan sonrası da sürprizlerle dolu olacak.” dedi.