Saadet Partisi Divan Toplantısında iktidar eleştirildi

Saadet Partisi Zonguldak İl Divan Toplantısı  parti binasında gerçekleştirildi. Saadet Partisi Zonguldak İl Başkanı Burak Erol toplantıda, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik krizi ve toplumsal sorunları gündeme getirerek, iktidara yönelik eleştirilerde bulundu.

Toplantıya teşkilat üyeleri ve partililerin yanı sıra çok sayıda davetli katıldı. Erol, konuşmasında Türkiye’nin karşı karşıya olduğu ekonomik tabloyu detaylı verilerle ortaya koyarken, Saadet Partisi’nin çözüm önerilerini de kamuoyuyla paylaştı.

“Faiz harcamaları 5 yılda 14 kat arttı”

Hazine’nin artan faiz yüküne dikkat çeken Erol, “Bugün Zonguldak’ta olduğu gibi Türkiye’nin dört bir yanında insanımız derin bir ekonomik krizle mücadele ediyor. 2020 yılında 142 milyar lira olan faiz harcaması, 2025 sonunda 2 trilyon lirayı aşacak. Bu vahim tablo, yanlış ekonomik yönetimin sonucudur,” ifadelerini kullandı.

Erol yüksek enflasyon, işsizlik ve artan borçlanmanın toplumu ne şekilde etkilediğini şöyle sıraladı;

• Hazine’nin faiz yükü giderek ağırlaşıyor.
• Son 5 yılda faiz giderleri 142 milyar liradan 2 trilyon liraya yükseldi.
• 2020 YILINDA FAİZ ÖDEMESİ 142 MİLYAR TL İDİ: Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Strateji ve Bütçe Başkanlığı verilerine göre, 2020 yılı sonunda, yani küresel Covid-19 pandemisinin ilk yılında devletin faiz gideri 142 milyar 38 milyon TL idi.
• 2024 sonunda bu rakam 1 trilyon 351 milyar 516 milyon TL’ye çıktı.
• 2025 sonunda devletin faiz harcamaları 2 trilyon 23 milyar TL’ye ulaşacak.

Konuşmasında gençliğin karşı karşıya olduğu sorunlara da değinen Erol, “Ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin oranı yüzde 22’nin üzerinde. Üç genç kadından biri evde. Bu tablo sürdürülebilir değildir. Biz gençlerimizi yalnız bırakmayacağız. Onların derdiyle dertlenecek, ihtiyaçlarını anlayacağız. Saadet Partisi olarak gençlerimize sadece bir oy gözüyle değil, bu davanın asli sahipleri olarak bakacağız.” ifadelerini kullandı.

Burak Erol’un konuşması şu şekilde devam etti:

”

ÜLKENİN KARA TABLOSU

• ÜLKENİN YARISI TEMEL ÜCRETLE GEÇİNİYOR: Türkiye’de ücret ve yevmiyeyle çalışan özel sektör işçileri toplamı 17 milyonu aşarken, bunların yaklaşık 7,5 milyonu asgari ücretin altında bir ücretle geçimini sürdürüyor.
• Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 23 bin 590 liraya, yoksulluk sınırı ise 81 bin 599 liraya ulaştı.
• Milyonlarca vatandaş geçinmek için kredi kartlarına sarılırken, 2025’in ilk iki ayında toplam 502 bin 827 kişi kart ve bireysel kredisini ödeyemedi.
• Para Politikası Kurulu, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 42,5’ten yüzde 46’ya yükseltti.
• Türkiye, dünyada enflasyonun en yüksek olduğu 5’inci ülke konumunda. Enflasyon TÜİK verilerine göre nisanda aylık yüzde 3 artarken, yıllık artış yüzde 37.86 oldu.
• ENAG nisandaki yıllık enflasyonu ise 73.88 olarak hesapladı. Yıllık olarak en yüksek artış ise yüzde 79 ile eğitimde gerçekleşti.
• Milyonlarca emekli açlık sınırına mahkûm edildi, 4 milyon emekli ise taban aylık olan 14 bin 469 TL seviyesinde aylık alıyor.
• Yaklaşık 17 milyon emekliden yüzde 85’i açlık sınırının bile altında kaldı.

VATANDAŞ BORÇ BATAĞINDA

• Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi verilerine göre, bireysel kredi veya kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı 2025 yılı Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 43,7 oranında artışla 262 bin 297 kişiye yükseldi.
• 2025 yılı Ocak-Mart döneminde geçen yılın aynı dönemine göre bireysel kredi veya kredi kartı borcundan dolayı yasal takibe intikal etmiş kişi sayısı yüzde 47 oranında artışla 684 bin kişiye ulaştı.
• 8 Mayıs 2025 tarihi itibarıyla bankalarda takipteki alacaklar miktarı ise, geçen yılsonuna göre tam 100 milyar TL artışla 393,7 milyar TL’ye ulaştı.
• Mart sonu itibarıyla bireysel kredi ve kredi kartı borcunu ödememiş gerçek kişilerden borcu devam etmekte olan kişi sayısı, 4 milyon 8 bin 799 seviyesinde bulunuyor.

Peki biz ne yapacağız?

Saadet Partisi olarak halkın gerçek gündemini dile getirmeye devam edeceğiz. Çünkü biz biliyoruz ki bu ülkenin kaynakları adil dağıtılsa; ne yoksul kalır, ne borçlu.

Erbakan Hocamız yıllar önce “Önce Ahlak ve Maneviyat, Sonra Adil Ekonomik Düzen” dedi. Biz de bugün bu ilkelerle diyoruz ki:

• İsrafa son verilecek, üretim desteklenecek.
• İthalata bağımlılık yerine yerli üretim teşvik edilecek.
• Çalışan ezilmeyecek, emekli unutulmayacak!
• Beton değil insan odaklı ekonomi inşa edilecek!

Bu ülkenin yeniden ayağa kalkması mümkündür. Yeter ki bu millet, dürüst, ahlaklı, liyakatli kadrolara yetki versin.”