Nöbetçi Eczaneler
Eski Dış İşleri Bakanı, Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Şükrü Sina Gürel, son günlerin gündeminde olan İsrail İran Savaşı hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Eski Dış İşleri Bakanı Türk Akademisyen Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Şükrü Sina Gürel, İsrail İran Savaşının Türkiye’ye etkisi hakkında Türkiye’nin bu savaşta doğrudan taraf olmaması gerektiğini belirtti.
Eski Dış İşleri Bakanı Türk Akademisyen Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Şükrü Sina Gürel, Zonguldak’ta düzenlenen panel sonrası gazetecilerle bir araya geldi. Sohbet eşliğinde geçen programda İsrail İran Savaşının Türkiye’ye etkisi ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Bu süreçte düzenli bir dış politika izlenmesi gerektiğinin altını çizen Gürel, “Bölgedeki gelişmelerin Türkiye’de de mutlaka bazı sonuçlar doğuracağı açıktır. Ancak temennimiz, bu sonuçların hayati boyutlara ulaşmaması yönündedir. Enerji fiyatları açısından değerlendirildiğinde; Türkiye, Basra Körfezi’ne ve Hürmüz Boğazı’na doğrudan bağlı bir ülke değildir. Bu bakımdan, bölgede yaşanabilecek olası bir kriz örneğin İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatması gibi bir durum genel olarak petrol fiyatlarında yükselmeye sebep olabilir. Ancak bu artışın Türkiye’yi doğrudan etkilemeyeceği düşünülmektedir. Zira biz petrolü ağırlıklı olarak kuzeyden temin ediyoruz, Basra Körfezi’nden değil. Bununla birlikte, bu tür sorunlar bölgesel bir mesele olmanın ötesine geçip küresel bir krize dönüşürse, örneğin Amerika Birleşik Devletleri doğrudan müdahil olur ve karşısında Rusya ile Çin gibi ülkeler pozisyon alırsa, o zaman ortaya bambaşka bir tablo çıkar ve Türkiye’nin bu gelişmelerden etkilenmemesi imkânsız hale gelir. Umarım bu noktaya varılmaz. Bu süreçte, eğer mesele sadece İsrail ile İran arasında sınırlı kalırsa, Türkiye’nin bu çatışmada doğrudan taraf olmaması gerekir. Bu konuda dikkatli bir dış politika izlenmesi, Türkiye’nin en az zararla bu dönemi atlatmasını sağlayacaktır.Ancak öte yandan, İsrail’in son dönemde sergilediği fütursuz tutum, hiçbir uluslararası kuralı tanımayan, kendisini hiçbir şekilde sınırlamayan tavrı ve özellikle Filistin’de gerçekleştirdiği katliamlar hatta soykırıma varan uygulamaları kabul edilebilir değildir. İsrail bu insan hakları ihlallerinin karşılığını görmelidir. Elbette bunun bir savaşla olması şart değildir; fakat artık dünya kamuoyunun da bu duruma sessiz kalmaması gerekmektedir.” dedi.