Genel Maden İşçileri Sendikası’nın (GMİS), kamu işçilerini kapsayan Toplu İş Sözleşmesi Çerçeve Anlaşması’na imza atmasının ardından değerlendirmelerde bulunan GMİS önceki dönem Genel Başkanı Ahmet Demirci, sözleşmenin hem kazanımlar hem de uygulama süreci açısından tarihi bir dönemeç olduğunu söyledi.
Ekonomik ve sosyal anlamda zorlu bir dönemden geçildiğini belirten Demirci, sendikanın süreçte sergilediği kararlı tutumun takdire şayan olduğunu vurguladı. “Son ana kadar imza atmayarak ciddi bir duruş gösterdiler. Bu tavır, bizim dönemimizdeki yaklaşımı anımsattı. Beklentimin üzerinde bir kazanım elde edildi. Açıkçası bu kadarını beklemiyordum” ifadelerini kullandı.
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay’ın sürece önemli katkı sunduğunu belirten Demirci, “Güzel bir sözleşme imzalandı. Ancak en az sözleşmenin içeriği kadar önemli olan, bunun takibidir. Açıklanan enflasyon ile gerçek enflasyon arasında ciddi farklar var. Gerçek yaşam koşulları dikkate alınmalı” dedi.
Grev süreci kritikti
Grev sürecine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Demirci, “Grev kararı alınsaydı süreç çok daha zor geçebilirdi. Hükümet bazı grevleri erteledi. Madencilikte grev kararı almak ve uygulamak zaten çok zordur. ‘Kömüre ihtiyacımız yok’ dense de bu süreç bunun tersini gösterdi. GMİS’in grev süreci ertelenmedi ama muhtemelen bölgemize yansısaydı, burada da erteleme yaşanırdı.” şeklinde konuştu.
2019 Sözleşmesi Ders Oldu
2019 yılı sözleşmesine atıfta bulunan Demirci, o dönemde yüzde 5,5 oranındaki zam teklifini reddettiklerini hatırlatarak, “100 TL seyyanen zam talep etmiştik, kabul edilmedi. 90 TL ile anlaşma sağlanmıştı. Bu sadece TTK değil, tüm sendikalı işçileri etkiledi. O tecrübe bugünkü kazanımlarda önemli rol oynadı” dedi.
“GMİS Grevde Yalnız Kaldı”
“2 Ağustos süreci çok kritikti,” diyen Demirci, GMİS’in grev sürecinde yalnız kaldığını söyledi. “Hak-İş’e bağlı sendikaların grevleri ertelendi. GMİS bu süreci tek başına göğüsledi. Alınan karar erken değildi; her sendikanın kendi sözleşme takvimi bellidir” dedi
Demirci, sözleşmenin ekonomik yönüne de dikkat çekerek, “İlk altı ay için yüzde 24, ikinci altı ay için yüzde 11 zam sağlandı. Ayrıca günlük 50 TL, aylık 1.500 TL seyyanen destek verildi. Enflasyon farkları, ikramiyeler ve yan gelirlerle birlikte toplam zam oranı yüzde 30-40’lara ulaştı.” dedi.
“Madencinin ücreti helaldir”
Madencilerin hak ettiklerini aldığını vurgulayan Demirci, “Bu zamlara kimse burun kıvırmamalı. Madencinin aldığı para helaldir. Yangın, deprem, terör gibi olağanüstü durumlarda gösterdikleri çaba kutsal bir görevin ifasıdır” ifadelerini kullandı.
“Yeni işçi alımı şart”
Yer altı işçilerinin yanı sıra teknik serviste çalışanların da gözetilmesi gerektiğini belirten Demirci, “İnşallah onlar için de olumlu adımlar atılır. Yer altında bakım yapılması gereken 40-50 kilometrelik alan var ama üretim düşük, işçi eksiği büyük. Yeni işçi alımı şart” dedi.
Üretim ve İstihdam Vurgusu
Gelecek döneme ilişkin risklere değinen Demirci, yüksek maliyetlerin ve düşük üretimin sorun yaratabileceğini kaydederek, “Türkiye’nin yer altı kaynaklarından faydalanabilmesi için üretimin artırılması ve yeni işçi alımı zorunludur. Bakım ve üretim süreçleri eş zamanlı yürütülmeli” uyarısında bulundu.
“Verilen Sözler Tutulmalı”
Demirci ayrıca “Madencilerin aldığı ücret, emeklerinin karşılığıdır. Yerinde gören herkes bu emeğin kutsallığını anlar. Bu yıl süreç daha bilinçli ve akıllıca yürütüldü. Türk-İş’in katkısı büyüktü. Dileğimiz, verilen sözlerin tutulması ve bu başarının kalıcı hale gelmesidir.” şeklinde konuştu.