Nöbetçi Eczaneler
Birleşik kamu İş Konfederasyonu Genel Başkanı Orhan Yıldırım, Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti (ZGC) ziyareti sırasında PKK’nın silah bırakması hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Yıldırım “ Ülkede insanlar taleplerini ya da yaşadıkları sorunları silahla değil, siyasette ya da herhangi bir platformda dile getirmelidir. Doğru olur, yanlış olur, eksik ya da fazla olur; ama Türkiye gibi her şeyi tartışabilen, her ortamda fikrini söyleyebilen bir ülkede, “Biz taleplerimizi silahla, dağlara çıkarak, askere ve halka karşı mücadele ederek dile getireceğiz” diyerek başlayan bir terör hareketi kabul edilemez.
“Sırf eğitim verdikleri için öğretmenler katledildi”
Geçmişte terörün en yoğun yaşandığı dönemlerde bölgede görev yapan öğretmenlerin sadece eğitim verdikleri için hayatlarını kaybettiklerini hatırlatan Yıldırım, “Geçmiş yıllara bakıldığında, yüzlerce meslektaşımız , sadece çocukları eğitmek amacıyla o bölgede bulunan, terörle hiçbir ilgisi olmayan öğretmenler, görev yaptıkları kasabalarda, sadece eğitim verdikleri için katledildi. Bu öğretmenler, o bölgedeki çocukları aydınlatmak için oradaydılar.
Bu terör örgütü dış destekli, bölme amaçlı yönlendirilmiş ve bize göre parayla satın alınmış, üç-beş müşteri tarafından beslenen ve finanse edilen bir yapıdır. Bu çok açık.” dedi.
“Örgüt mensupları dağlarda mağaralarda saklanmakta”
Yıldırım terör örgütünün günümüzdeki durumunu şu sözlerle dike getirdi; “Uzun yıllar boyunca bu terör örgütü, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin askeri ve siyasi kurumları tarafından mücadele edilerek geri püskürtülmüş ve zamanla etkisini kaybetmiş, sindirilmiş bir yapıya dönüşmüştür. Artık o örgütün en etkin olduğu yıllar geride kalmış, her gün çatışmaların yaşandığı dönem sona ermiştir. Bugün ise örgüt mensupları mağaralarda, dağlarda saklanmaktadır.”
“Bizim alıp da onun alamadığı neymiş?”
Silah bırakmanın önemli bir adım olduğunu ifade eden Yıldırım “Bu olumlu bir gelişmedir. Şu an silah bırakma süreci konuşuluyorsa, bu da iyi bir şeydir. Elbette bizlerin bilmediği, görmediği, arka planda süren başka gelişmeler de olabilir. Umudumuz, siyasilerimizin halkın kabul etmeyeceği adımlar atmamasıdır. Ancak silahı bırakmış birine de “Silahını alma, geri dön” demek doğru bir yaklaşım değildir.
Gelsin, talebi neyse, ne düşündüğünü söylesin. Biz nasıl insanları ikna etmek için tartışıyor, konuşuyorsak, o da gelsin, bakalım ne istiyormuş? Bizim alıp da onun alamadığı neymiş? Merak ediyoruz.” dedi.
Son olarak kardeşçe yaşamanın önemine değinen Yıldırım, “Ben bir işçi çocuğu olarak, farklı görevlerde bulunmuş ve Türkiye’nin her bölgesini adım adım gezmiş, herkesle konuşmuş biri olarak bu ülkenin gerçek durumunu gören, bilen biriyim. Her bir vatandaş kardeşçe yaşamak istiyor. Bugün hâlâ çıkıp “devlet bana şunu yapmadı, bunu vermedi” diyen varsa, gerçekten duymak isterim: Hangi uygulama yapılmamış? Hangi devlet dairesine alınmamış? Hangi milletvekili ya da esnafla görüşememiş? Neyin eksik olduğunu, devletin geçmişte yanlışlar yapmadığını iddia etmiyoruz. Elbette ki yanlış yapan bireyler olabilir. Bu bir asker de olabilir, vali de, başka biri de… Ama yıllardır “halk adına” savunduklarını iddia edenler, aslında o halkı bu ülkenin kardeşlik çatısının dışına çıkarmaya çalıştılar.
Şimdi gelinen noktada, bu kötü bir şey değil, iyi bir gelişmedir. Bundan sonrası için temennimiz, ülke siyasilerimizin aklıselim davranmalarıdır.” şeklinde konuştu.