Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Adli Yılın açılış töreni düzenlendi

Zonguldak’ta 2025-2026 Adli Yıl açılışı, Valilik önünde düzenlenen törenle resmi olarak başladı.

Zonguldak’ta 2025-2026 Adli Yıl

Zonguldak Barosu’nun düzenlediği törende, Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan Kapağan ve Baro Başkanı Avukat Türker Kapkaç’ın çelenk sunumuyla başladı. Ardından saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla tören devam etti.

Valilik önünde düzenlenen törene Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, SMMMOB Başkanı Hasan Kahveci, Baro Yönetim Kurulu üyeleri ve çok sayıda avukat katıldı.

Zonguldak Barosu Başkanı Avukat Türker Kapkaç, yeni adli yılın açılışıyla ilgili yaptığı konuşmada, bağımsız savunmanın önemine dikkat çekti. Kapkaç, yargının bağımsızlığının ve savunmanın sistematik baskılar altında olduğuna işaret ederek, “

Büyük Zafer’in 103. yıl dönümünde, başta Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile vatanı uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimizi buradan bir kez daha saygıyla anıyorum.

Yeni adli yılın başlangıcında, yargının kurucu unsurlarından biri olan savunmanın temsilcileri olarak; mesleğimizin onurunu, hukuk devletinin vazgeçilmez ilkelerini ve adil yargılanma hakkının yaşamsal önemini, toplumun ortak vicdanına katkı sunmak amacıyla bir kez daha kamuoyuna hatırlatma sorumluluğundayız.

Hukuk devleti, ancak bağımsız bir yargı ve özgür bir savunma makamıyla var olabilir. Bugün ise yargının bağımsızlığının zedelendiği, savunmanın sistematik biçimde baskı altına alınmaya çalışıldığı bir tablo ile karşı karşıyayız. Yürütmenin yargı süreçlerine doğrudan müdahalesi, mahkeme kararlarının uygulanmaması ve keyfî tutuklama pratikleri yurttaşların hukuka ve adalete olan güvenini derinden sarsmaktadır.

Tutuklama tedbiri bir ceza aracına dönüştürülmüş; yalnızca avukatlar değil, gazeteciler, seçilmiş belediye başkanları, demokratik ve anayasal haklarını kullanan geleceğimiz olan öğrenciler de gözaltına alınıp tutuklanarak keyfî uygulamaların hedefi hâline getirilmiştir.

Bu durum yalnızca bireylerin özgürlüğünü değil, doğrudan toplumsal barışı ve hukuk devletinin temelini tehdit etmektedir. Savunmanın ve toplumsal muhalefetin cezalandırılması, aslında adaletin yargılanmasıdır.

Baroların bağımsızlığına yönelik yargı müdahaleleri de, yalnızca yönetsel bir tasarruf değil, doğrudan hukukun üstünlüğüne yöneltilmiş ağır bir saldırıdır. Baroların ifade özgürlüğünü kullandıkları için hedef alınması ve yönetimlerine müdahale edilmesi, demokratik meşruiyeti zedelemektedir.

Meslektaşlarımız yalnızca mesleklerini icra ederken karşılaştıkları baskılarla değil, ağırlaşan ekonomik koşullar ve saldırılar nedeniyle de ciddi bir varoluş mücadelesi vermektedir. Avukatların ekonomik ve mesleki güvenceden yoksun bırakılması, savunmayı işlevsiz hâle getirmekte; bu da doğrudan adil yargılanma hakkını imkânsızlaştırmaktadır.

Öngörüsüzce açılan hukuk fakülteleri, mesleğin niteliğini ve geleceğini tehdit etmektedir. Devlet üniversitelerinin kontenjanlarının azaltılması olumlu bir adım olsa da yeterli değildir; vakıf üniversitelerinin kontenjanlarının da aynı şekilde azaltılması, başarı sırasının yükseltilmesi ve hukuk eğitiminin niteliğini artıracak adımların atılması zorunludur.

23 Ocak 2025’te açıklanan 2025–2029 Yargı Reformu Stratejisi’nde avukatlara ilişkin hedefler dikkat çekicidir. Serbest çalışan avukatların iş alanlarının genişletilmesi, bağlı çalışan avukatlar için mesleğin onuruna uygun bir ücret rejimi oluşturulması, stajyer avukatlara destek sağlanması, kamu avukatlarının özlük haklarının düzenlenmesi, zorunlu müdafilik ödemelerinin artırılması ve adli yardım ödeneğinin yükseltilmesi hayati önem taşımaktadır. Türkiye Barolar Birliği’nin ve baroların ısrarlı taleplerini içeren bu düzenlemelerin yalnızca meslek için değil, toplumun adalete erişim hakkı için de kritik önemde olduğunu hatırlatıyoruz.” şeklinde konuştu.