Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

27 Mayıs Darbesi Zonguldak’ta Kınandı

27 Mayıs 1960 Darbesinin yıldönümü sebebiyle İnsan Hakları başkanlığı adına Zonguldak’ta Ak Parti İl Başkanlığında Avukat Mehmet Gök tarafından basın açıklaması yapıldı.

27 Mayıs 1960 Darbesinin

27 Mayıs 1960 Darbesinin yıldönümü sebebiyle İnsan Hakları başkanlığı adına Zonguldak’ta Ak Parti İl Başkanlığında Avukat Mehmet Gök tarafından basın açıklaması yapıldı.

Darbenin bir insanlık suçu olduğu vurgusu yapılan açıklamada 27 Mayıs’ın yalnızca bir darbe günü değil, aynı zamanda Türkiye’de vesayet düzeninin tohumlarının atıldığı bir tarih olduğunu vurgulayan Gök, “Bugün 27 Mayıs 1960 darbesinin yıldönümünde vesayetçi ve darbeci zihniyeti kınamak için bir aradayız. Bu vesileyle öncelikle demokrasi şehitlerimiz Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’a Allah’tan rahmet diliyoruz.

27 Mayıs sadece tek bir darbe tarihi değildir. Maalesef ülkemizde darbeci zihniyetin doğuşunu

ve vesayet mekanizmalarının kurgulanmasını temsil eder. O günden sonra birçok darbeci ve

cuntacı cesaretini 27 Mayısçılardan almış ve 27 Mayısçıların kurguladığı düzenin içinde sivil

ve demokratik siyaseti kontrol altında tutmak istemiştir. Milletin iradesi yerine vesayet

zihniyeti geçirilmiştir. Bu bakımdan 27 Mayıs siyasi tarihimizde sürekli tekrar edecek olan bir

zihniyetin tohumlarını saçmıştır. Darbeye giden yolun taşlarının döşenmesinden, darbenin

yapılışına; hukuksuz Yassıada yargılamalarından millî iradeye kasteden idam kararlarına kadar

her yönüyle demokratik siyasetimiz üzerinde büyük yaralar bırakmıştır.

Halbuki 14 Mayıs 1950’de milletin teveccühüyle iktidara gelen Adnan Menderes ve yol

arkadaşları büyük bir kalkınma hamlesi başlatarak milletin gönlünde taht kurmuştu. Evvela

ezan aslına döndürülmüş ve söz artık milletin olmuştu. Büyük hizmetlerle de adeta ihya olan

millet, tek parti yıllarının ne denli bir zulüm dönemi olduğunu daha çok idrak etmişti. İşte tüm

bu gelişmeleri hazmedemeyenler ilk günden itibaren Demokrat Parti’yi devirmenin peşinde

olmuştu. Özellikle 1957’den sonra darbe tehditleri aleni bir hal almış ve darbe planları ayyuka

çıkmıştır. Üniversite öğrencileri sokaklara dökülmüş, yalan haberlerle ve kışkırtma siyasetiyle

darbe kazanı kaynatılmıştır. Darbeye giden yollar adım adım döşenmiş, milletin seçilmiş

iradesine karşı her türlü kumpas kurulmuş ve darbecilerin yolu açılmıştır.

Darbenin kışkırtıcıları maalesef cuntacıları sevinçle karşılaşmıştır. Dönemin CHP Genel

Başkanı İsmet İnönü darbenin başına geçen ve hemen ertesi sabah kendisini arayıp

“emrinizdeyiz Paşam” diyen Cemal Gürsel’e “büyük iş başardınız asıl ben sizin emrinizdeyim”

diyerek CHP’nin darbecilikle tarihi ilişkisini açıkça dile getirmiştir. O tarihten bugüne CHP her

türlü darbenin ya önünde ya arkasında ya da yanında durmuştur.

Darbeciler milletin iradesini devirmekle kalmadılar. Adına mahkeme denilen Yassıada

tiyatrolarını da kurarak Demokrat Partilileri haksız suçlamalarla aşağılayarak idama mahkûm

ettiler. Yetmedi; bir daha millet iradesi bu ülkede muktedir olamasın diye devasa bir vesayet

mekanizması inşa ettiler. Bu vesayet mekanizması her on yılda bir demokrasimize vurulan

darbelerin kolaylaştırıcısı ve devletin milletten uzaklaştırılmasının kaynağı haline geldi. On

yıllar boyunca milletin seçtiği hükümetler darbe ve idam tehditleri altında görev yapmak

zorunda kaldı. Milletin iradesi yok sayıldı.

Maalesef, takip eden yıllarda ülkemiz bu vesayet düzeninin yarattığı darbelerle sürekli

geriletilmiştir. Milletin onayıyla iş başına gelen her iktidar, karşısında bu anti-demokratik

düzeni bulmuştur. Ancak bu necip millet içinden demokrasi kahramanları çıkarmaya devam etmiştir. AK Parti hükümetleri olarak göreve geldiğimiz ilk günden bu yana bu vesayetçilerle

ve cunta heveslileriyle defalarca yüzleştik ve sonuna kadar mücadele verdik.

Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde AK Parti

döneminde bu vesayet mekanizmalarını milletimizin desteğiyle teker teker çökerttik. Devlet

millet kucaklaşmasını inşa ederek milletin iradesini yeniden tesis ettik.

Ancak unutmamak gerekir ki vesayet çökmüş olsa da bazı adreslerde vesayetçi zihniyet hâlâ

yaşıyor… Vesayetçi ve cuntacı zihniyet; yine öğrencileri sokaklara dökenlerde, boykot çağrısı

yapanlarda, sokakları yakıp yıkanlarda, tencere tava çalanlarda, kutsallara zarar verenlerde,

“Ordu göreve” pankartı açanlarda, Cumhuriyet mitingleri düzenleyenlerde, darbe teşebbüsünü

tankların önünden sıvışıp kahve içerek seyredenlerde tekrar tekrar tecessüm ederek hâlâ diri olduğunu bizlere her fırsatta gösteriyor.

Ancak biz de buradayız. Demokrasi için hukuk için her türlü vesayet zihniyetine karşı dik

duruşumuz sürecektir. Bu ülkenin vesayetçi ve cuntacı zihniyete feda edecek bir dakikası bile

yoktur. Bizler “Durmak yok, yola devam” şiarıyla çalışmaya devam edeceğiz. 27 Mayıs

darbesini ve onun getirdiği karanlığı bir kez daha kınarken, AK Parti olarak Cumhurbaşkanımız

Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde adalet, kalkınma ve demokrasi mücadelemizden

bir an bile olsun geri durmayacağız.

Kamuoyuna saygılarımızla duyurulur.”